IV Tedaviler
Glutatyon Tedavisi
Glutatyon, doğal olarak üretilen ve bağışıklık hücreleri de dahil olmak üzere insan vücudunun her hücresinde bulunan bir peptittir. Glutatyon, sistein, glutamat ve glisin adlı üç temel amino asitten oluşan son derece etkili bir antioksidandır. Cilt sağlığını, vücut fonksiyonunu, genel ruh halini ve esenliği geliştirme konusundaki inanılmaz yeteneği nedeniyle genellikle ana detoks yapıcı olarak adlandırılır.
Glutatyon Dışarıdan Alınır Mı?
Vücudunuzun kendi glutatyon üretimini arttırdığı bilinen takviyeler :
- C Vitamini (Glutatyon ile C Vitamini almak emilimi arttırır)
- E vitamini
- Selenyum
- Kurkumin
- Silimarin
- N-asetilsistein’dir.
Bol miktarda taze gıda içeren bir diyet, vücudunuzun glutatyon üretimini artırmasına yardımcı olabilir. Gıda kaynaklarından kolayca emilemediği için IV olarak damardan Glutatyon almak, antioksidan seviyelerinizi en üst düzeye çıkarmanızı sağlamanın en etkili yoludur. IV(damardan) haftada bir 5 defa her 6 ayda bir glutatyon alımı bu takviyeyi dışardan direk kan dolaşımına sağladığı için vücut serbest radikallerle savaşma gücü desteklenir ve hücrelerin korunması sağlanır, yaşlılık belirtilerinin oluşması yavaşlatılır, hastalıklardan korunma olasılığı yükselir.
Damardan Glutatyon Nedir?
IV glutatyon infüzyonu, yeterli emilimin garanti olmadığı sindirim sistemini atlayarak antioksidanı doğrudan kan dolaşımınıza iletmektedir. Glutatyon kan dolaşımına girdikten sonra; beyin, kalp, akciğerler ve kas dokusu da dahil olmak üzere tüm vücutta taşınır. Böylece, hücreler glutatyonun detoksifiye edici ve koruyucu özelliklerinden faydalanabilir.
C Vitamini Tedavisi
C Vitamini Nedir?
Vitamin C (Askorbik Asit), hücre dışı kolajen üretimini artıran, bağışıklık hücrelerinin işlevi için önemli, suda çözünür bir antioksidandır. Vücuttaki C vitamini seviyeleri bağırsaklar ve böbrekler tarafından kontrol altında tutulur. Bu sistemlerden dolayı C vitamini vücutta depolanmaz ve vücuttan atılır. İntravenöz C vitamini vücutta çok yüksek düzeyde bu vitamini üretebilir. C vitamini, 18 grama kadar bölünmüş dozlar halinde oral olarak alınsa bile kan seviyelerinde herhangi bir değişiklik gözlenmez.İntravenöz C vitamini, vücutta bağırsak ve böbrek bariyerini atlayarak sadece 2 gr’lık bir dozla 70 kat daha yüksek vitamin C seviyelerine ulaşılmasını sağlamaktadır.
C vitamini bir monosakkarit türevidir ve glukoz ve diğer altı karbonlu monosakkaritlere benzer bir kimyasal yapısına sahiptir. Bu vitamini sentezlemek, birçok organizma için mümkün olsa da, insanlarda L-gulono-g-lakton oksidaz enzimi eksikliği nedeniyle gerçekleşmez. C vitamini oral yolla alındığında, doza bağlı olarak emilimi azalır ve ulaşılabilecek maksimum plazma C vitamini konsantrasyonu yaklaşık olarak 0.6-2.0 mg/dL arasındadır. Öte yandan, askorbik asit intravenöz olarak enjekte edildiğinde veya i.v. infüzyon yoluyla verildiğinde, farmakolojik C vitamini konsantrasyonları 20-200 mg/dL seviyelerine (100 kat daha yüksek) çıkarılabilir.
Vitamin C, düşük konsantrasyonda antı̇oksı̇dan, yüksek konsantrasyonda sı̇totoksı̇k etki gösterir. pro-oksidan dozdaki vitamin c, hı̇drojen peroksı̇t ( H2O2) için bir prekürsör madde dir. Farmakolojik C Vitamininin pro-oksidan dozuna ulaşabilmek için sadece ı̇ntravenöz uygulama gerekir.10 gram üzerinde intravenöz uygulandığında prooksidan etki gösteririr.
Damardan Verilen Vitamin C’nin Faydaları Nelerdir?
Damar yoluyla Vitamin C verildiğinde barsak emilim problemi yaşanmayacağından oral yolla verilene göre da yüksek kan konsantrasyonlarına ulaşabilir. Barsakla ilgili yan etkiler azalır. Ağız yoluyla 1 gramdan fazla vitamin C alındığında ishal yapabilir.Bu istenmeyen yan etkiyi yaşamamak adına damar yoluyla istediğimiz miktarda Vitamin C uygulayabiliriz.
ı̇ntravenöz Vı̇tamı̇n C dozları;
Düşük(Anti-Oksidan) Dozlar:0.1-10gr
Orta(Pro-Oksidan) Dozlar: 10-30gr
Yüksek(Oksidan) Dozlar : 30gr üzeri (0.5-1.5gr/kg dozlar kastedilmektedir.
Covid-19 enfeksiyonu hastalarında damardan vitamin C serumu verilebilir mi?
C vitamininin antiviral etkileri, kan düzeyleri 10-15 mg/dL civarında olduğunda gözlenir ve bu düzeye ulaşmak için sadece damar yoluyla verilebilir, oral yolla etkili olmaz.
IV Alfa Lipoik Asit
Alfa Lipoik Asit (ALA) Nedir ?
Alfa-lipoik asit (ALA), Biletan, Lipoisin, Tiyoktan ve daha birçok isimle de bilinen bir antioksidandır. Hücre için enerji üretiminde rol oynayan bazı enzimatik kompleksler için kofaktör görevi yapar. Glikoz ve lipid metabolizmasında rol oynar. Gen transkripsiyonunu yönetir. Şelatör özelliği sayesinde, oksidatif stresten sorumlu olan ağır metalleri etkin bir şekilde kan dolaşımından uzaklaştırır. Hücre içi sinyal iletim yollarını etkileyerek anti-inflamatuar özellik gösterir.
Alfa-lipoik Asit Etkileri Nelerdir ?
Antioksidan
Şelatör
İmmunmodülatör
Antienflamatuar
Kofaktör
Metabolik modülatör
Alfa-lipoik Asidin Antioksidan Etkisi
Antioksidan savunma beş farklı blokta yürür;
Radikal metabolit üretiminin önlenmesi
Üretilmiş radikallerin temizlenmesi
Oluşan hücre hasarının onarılması
Sekonder radikal üreten zincir reaksiyonlarının durdurulması
Endojen antioksidan kapasitenin arttırılması
Vitamin C, glutatyon, koenzim Q ve E vitamini gibi antioksidanlar bir serbest radikali yakaladıklarında okside olurlar. Alfa-lipoik asit, okside hale gelmiş bu maddeleri indirgeyerek yeniden antioksidan özellik kazandırabilmektedir. Antioksidan rejeneratörü olarak çalışır. Hücrede glutatyon seviyelerinin yükselmesini sağlar. Hem suda hem de yağda çözünebilen ve vücudun her yerinde, hücrelerin içinde ve dışında biyolojik bir antioksidan olarak çalışır. Bu da, Alfa-lipoik aside evrensel olma özelliği katar.
Neden IV Alfa-lipoik Asit Tedavisi Almalıyız ?
Vücutta normalde üretilen ve besinlerle alınan alfa lipoik asitin biyo yararlanımı düşüktür. İnsan vücudu tarafından sentezlenmesine rağmen üretilen ALA miktarları hücrenin enerji ihtiyacını karşılamaya yetmemektedir. Bu nedenle diyet ile alınması gerekmektedir. Ancak, Oral yoldan diyet ile alınan ALA veya takviye edici oral formlar ile alınan ALA’nın emilimi düşüktür. Kimyasal yapısından dolayı; stabilite problemi, midede karasız davranışlar sergilemesi, hepatik bozulma ve çözünürlüğünün azalması sebebiyle biyoyararlanımı 0-40 seviyelerine kadar düşer. Yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda; oral yoldan verilen r-ALA ve s-ALA’ya oranla IV ALA’nın biyoyararlanımı daha yüksek bulunmuştur.
Alfa-lipoik Asit, Glutatyon ile Aynı Mıdır?
Alfa-lipoik asit, oksidatif stresi önlemeye yardımcı olmak için kullanabileceğiniz güçlü bir takviyedir. Serbest radikalleri çok verimli bir şekilde temizleme yeteneğine sahiptir ve ayrıca glutatyon üretimini arttırır . Glutatyon, vücudunuzun doğal olarak ürettiği ana antioksidanlardan biridir.